top of page

Uluslarası Hukuk Bakımından Doğu Türkistan - Çin İlişkisi

Güncelleme tarihi: 3 May 2021

Çinliler ve Türkler tarihten bu yana etkileşim halindedir. Doğu Türkistan 18. yüzyılda Çin'in istilasına maruz kalmış birçok yeni devlet kurup bu istiladan kurtulmaya çalışsa da başarılı olamamış ve Çin'in özerk bir bölgesi olarak anılmaya başlanmıştır.


Doğu Türkistan konumu ve doğal kaynakları bakımından stratejik öneme sahiptir. Bu bölge 2. Dünya Savaşı'nda tampon bölge olarak kullanılmıştır. Çin burada bulunan doğal kaynaklardan yalnızca kendi yararlanmakta ve hatta Uygurların yararlanmasına izin vermemektedir. Bunu da uyguladığı politikalarla meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Uygur halkının uluslararası alanda sesini duyurmasından çekinmekte ve buradaki basın ve yayını yasaklamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti Türkleri azınlıkta bırakmayı bir hedef haline getirerek birçok asimilasyon politikası uygulamıştır. Çin bu amacı doğrultusunda doğum kontrolü uygulamış ve çoğu kadın ve çocuk ölüme mahkûm edilmiştir. Bu uygulama ile insan hakları ihlal edilmiştir. Doğu Türkistanlı genç kızlar Çin'in iç bölgelerine kendi rızaları olmaksızın götürülmüştür. Çin yönetimi iç bölgelerdeki Çinlileri de Doğu Türkistan'a çok iyi imkanlarla göç ettirerek asimilasyon politikasını uygulamaktadır, bu bölgeye gelen Çinlilerin işledikleri suçlar dahi yok sayılmıştır.


Çin Anayasasının 4.maddesinde "...Tüm etnik gruplar kendi sözlü ve yazılı dillerini kullanma ve geliştirme, kendi gelenek ve göreneklerini koruma özgürlüğüne sahiptir..." demekte fakat aynı Çin, Doğu Türkistan tarihi ve kültürü hakkında bilgi verilmesini yasaklamıştır. Bu bölgedeki Türkler kendi dillerini kullanamamakta ve kendi dilleri ile eğitim görememektedir. Çin Anayasasının 36.maddesinde "...Devlet örgüt ya da birey herhangi bir dine inanana ya da inanmayana karşı ayrımcılık yapamaz..." ibaresi yer alırken burada müslümanlarca yapılan cuma hutbesi yasaklanmış, kuran okuyanlar tutuklanmıştır. Çin açıkça kendi anayasasını ihlâl eden bir devlettir. Doğu Türkistanlılara seyahat yasağı getirilmiş, başka ülkelere gidip sonrasında dönmek isteyenler kabul edilmemiştir. Çin Doğu Türkistanlıları terörist, Doğu Türkistanlılara yaptığı soykırımı ise terörle mücadele olarak adlandırmıştır.


İnsan hakları evrensel beyannamesini inceleyecek olursak;

4.madde: "Hiç kimse zorla kölelik kulluk altında tutulamaz..."

5.madde: "Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez."

9.madde:"Hiç kimse keyfî olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez."

Çin 4.maddeyi mecburi çalışma kampları ile 5.maddeyi asimilasyon politikası ile 9.maddeyi Doğu Türkistanlı kızları zorla merkeze götürerek yok saymaktadır.

Zülüm gören Uygur Türklerinin sesi bazı uluslarca ne zaman duyulur bilinmez ama bizler kardeşlerimizin sesi olmak için bir yola çıkmalıyız.

Neresinden tutsak elimizde kalan hem insan haklarına hem de hukuka aykırı olan bu zulme dur demeliyiz.


-Fatma Nur ERUL-

125 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page