top of page

Yaşamak Ağrısı

Güncelleme tarihi: 3 May 2021

Okumak ve yazmak , harflerin arasında fakat dünyadan uzak bir yerde. Nerede bilmiyorum. Çünkü evren, ince bir çizgiye bürünüyor okurken. Bu ince çizgi , sızıya dönüşüyor bir süre sonra.


Okuyan insan , sızıyla yaşar hayatı , '' anlamak kaçınılmazı'' ile. Yazansa dahasını yaşar. Çünkü yazmak acının tatlı dille kağıda dökülmüş hali. Yazan insan, omuzlarında yaşamak ağrısını taşır. Zira yazmak için yaşamak gerek, yaşadığını bilerek, hissederek. Hissederek yaşamaksa pek kolay değil. Bir şeylere her daim vicdanla bakmak ve kalple dokunmak dünyaya, kolay değil.

 

İnsanın içinde çalkantılar oluyor, sanki bir şeylerin hududu zorlanıyor. Bir bakıma kabuğundan çıkmak bu. Dünya ikiye bölünüyor : İçimizdeki ve dışımızdaki dünya. Arada kalansa yüreği elinde insan bedeni. Hal böyleyken gözün gördüğüyle gönülde canlanan başka oluyor. Sonra kelimeler ve içimizde bıraktıkları... İşte bu iki uç nokta arasında insan , yaşamaya çalışırken yitip gidiyor. Bir de bunu kağıda işlemek ne yaman...


Bir yerden sonra insanın içinde yer kalmıyor. Hıncahınç mısra dolmak yani. Yazdıkça dahasına ulaşmak istiyor insan, sanki kelimeler hükmünü yitiriyor da anlatmaya yetmiyor gibi. O içindeki hisler dinene dek yazmak, yazmak, yazmak... Aksi takdirde dayanılacak hal değil. Bir şeyler var içinde ve sen ona varamıyorsun. Varıp da bulamıyorsun. Ne büyük noksanlık !


Bu sebeptendir ki Erdem Bayazıt şöyle özetlemiş meseleyi : ''Şiir diyerek, bir ömür tüketerek yazdıklarım.'' Sahiden de böyle, ömür tüketiliyor. Belki zor böylesi haller fakat bundan aldığımız tada , o hakikate  dünyaya öylesine gelip gidenler varamazlar. Yani diyorum ki , hamal gibi geçmemek gerek şu cennet parçasından. Var olmak gerek. Mesela bir nefesle gökyüzünü  ciğerine doldurmak, dünyayı içinde hissetmek böylece. Sonra bir huduttan bir hududa selam salmak turnalarla...

 

Çok hoş bir ezgisi var bu dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Gittiği yerleri gülüşüyle ısıtanların ve günü gelip de bedeni toprağa karışsa bile adı yaşayanların. Demem o ki, ölümün bile sonlandıramayacağı bir yaşamak ve yaşatmak arzusu gerek bize.


- Ayşe Refia COŞAR -


100 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page