Muhammed Can KARACA*
Sebepsiz zenginleşme doktrinde haksız zenginleşme (haksız iktisap) olarak da adlandırılmıştır.[1] Bir kimsenin malvarlığında haklı bir neden olmaksızın hukuka aykırı olarak tasarrufta bulunulması veya bir başkası aleyhine haksız yere zenginleşme olarak tanımlanabilir.[2] Sebepsiz zenginleşmenin genel şartlarıyla oluşumu; bir edimin (ödeme mükellefiyeti olan şeyin) ifasıyla veya başka bir yolla kişinin mal varlığındaki artma(zenginleşme) geçerli bir sebebe dayanmaksızın hukuki ilişki içerisindeki diğer kişinin malvarlığındaki azalma(fakirleşme) sayesinde gerçekleşmektedir.[3] Unutulmamalıdır ki, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için haklı bir sebebe dayanılmaksızın zenginleşmenin(zenginleşenin malvarlığındaki aktiflerinin artması) gerçekleşmesi gerekmektedir. Zenginleşmeyi doğuran olay kazandırma (edimin ifası) veya zenginleşenin müdahalesi ya da umulmayan bir olay olabilir, aksi halde sebepsiz zenginleşme söz konusudur.[4]Nedensiz edinim, sözleşmeler ve haksız fiiller gibi bir borç kaynağıdır.[5] Türk Borçlar Kanunu’nun sistematiği incelendiğinde ilgili kanunun 1 ila 48.maddeleri arasında sözleşmeden doğan borç ilişkileri, ikinci ayrımında ise 49 ila 76.madddeleri arasında haksız fiilden doğan borç ilişkileri düzenlendikten sonra üçlü bir ayrım yapılarak hemen arkasından 77 ila 82.maddelerde ise Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri düzenlenmiştir.[6] Sebepsiz zenginleşmenin kanunda ayrı hükümlerle düzenlenmiş olmasının bizce ana sebebi, geçersiz sözleşmelerin hakkaniyete uygun sonuçlar doğurmasının önünü açmaktır.[7] Eğer ki somut olayda hukuki işlem hükümsüzse veya karşı tarafın yaşanan olay karşısında bir kusuru yoksa zarar gören kişi ne sözleşme ilişkisine dayanabilecektir ne de haksız fiil hükümlerince kusur mevzu bahis olmadığı için uğradığı zararın tazminini isteyebilecektir. [8]İşte bu yüzden kanun koyucu, kişiyi çaresizce hukuka ve hakkaniyete aykırı bir sonuçla karşı karşıya bırakmamak adına sebepsiz zenginleşme müessesesini getirerek geçerli bir sebebe dayanmaksızın fakirleşenin, başkasına kazandırdığı değerlerin iadesini talep edebilmesi imkanını sağlamıştır.
Hiç şüphesiz sebepsiz zenginleşme müessesesinin varlığı köken itibariyle denkleştirici adalet ilkesine bağlanmaktadır.[9] Sosyal, toplumsal ve iktisadi adaletin sağlanması olağan hayatın gerekliliklerinden bir tanesidir. Aristoteles’ten bu yana bu düşüncenin varlığı mevzu hukukta da kendine yer edinmiştir[10]. Pek tabi sebepsiz zenginleşmeye konu olacak envanterler nakdi bir ödemeyle malvarlığında oluşan fazlalığı fakirleşene devretmekten ziyade, mümkün olduğunca alınan şey aynen iade edilmelidir.[11] Sebepsiz zenginleşme kurumunun aile ve eşya hukukunda da yansımalarının olduğunu çok net bir şekilde gördüğümüzü rahatlıkla söyleyebiliriz. Hediyelerin geri verilmesi müessesesini konu edinecek olursak, hediyelerin aynen geri verilmesi mevcut olmadığında sebepsiz zenginleşme hükümleri devreye girerek rayiç değer hesap edilerek nakden geri verilmesi söz konusu olacaktır.[12] TMK. m.548,775,776 sebepsiz zenginleşmeye konu edilen hükümler olarak örnek verilmektedir.[13]Bu çalışmamızda BK.’nın sistematiğini de göz önünde bulundurarak sebepsiz zenginleşme müessesesinin uygulama alanlarını, asliliği-taliliği sorununu, temel özelliklerini, iyi niyetin varlığı halinde iade borcu ve kapsamını ve birçok hususu ele almaya çalışacağız.
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ AMACI, KONUSU, TARAFLARI VE TARİHSEL GELİŞİMİ
Haksız iktisaptan gelen dava açma hakkının kaynağına ilk olarak Roma Hukukunda erişilmektedir.[14] Kara Avrupa’sında, sözleşmeden ve haksız fiilden doğan borçlar gibi sebepsiz zenginleşme müessesesi de ayrı bir borç kaynağı olarak düzenlenmişken, Anglosakson hukukunda ilk olarak ‘sözleşme benzeri’ olarak adlandırılmaktaydı fikrimizce pek sonradan mukayeseli hukukunda etkisiyle ayrı bir borç kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır.[15]Hiç şüphesiz nedensiz edinimin menşei ‘condictio’ kavramıdır.[16]Condictio ise bir şeyin mülkiyetinin devredilmesi hasebiyle ileri sürülebilen legis actiones usulünde tanınan beş davadan şahsi olanıdır.[17]Başkası lehine zenginleşmeme prensibinin benimsendiğinin açık seçik bir şekilde kabul edildiği görülmektedir.[18] Bir kimsenin başkası aleyhine zenginleşmesi geçerli bir hukuki sebebe dayanmıyorsa Pomponius’un da dediği gibi adil olmayacaktır. [19]Hemen eklemek gerekir ki, haksız iktisabın temelinde yatan fikir akımı adaleti sağlama duygusu ve adil olanı gerçekleştirmektir. Denkleştirici adalet hakkaniyete ulaşma yolunda bu husustaki en büyük anahtardır. Pek tabi sebepsiz zenginleşme davasının konusu, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin bu zenginleşmeyi hak sahibine geri iade etmesidir[20]Unutulmamalıdır ki, nedensiz edinim müessesesini kanunda sayılan diğer borç ilişkilerinden ayıran en büyük özelliklerden biri de ehliyet koşuluna bağlı olmadan borç doğurmasıdır, zenginleşen veya iade mükellefinin fiil ehliyetinin kısıtlı olması ya da kısıtlanması borcun doğumunu etkilemeyecektir bunun altında yatan sebepse fikrimizce denkleştirici adaleti sağlama yükümlülüğüdür.[21]Binaenaleyh sebepsiz zenginleşme davası ileri sürülebileceği çevre açısından şahsi bir hak sağlamaktadır ve ayni hak ifade etmesi mümkün değildir. Ancak haksız yere iktisap edilen şeyler haksız iktisabı kusurlu olarak kendisine menfaat sağlamak adına (kötü niyetli) veya iyi niyetli bir şekilde kusuruyla buna sebep olan kişiden haksız fiili TBK. m.49/f.2 uyarınca tazminat talep edilebilecektir.[22] Pek tabi sebepsiz zenginleşme davasının şahsi nitelikteki bir alacak davası olmasına karşın istihkak davasının ayni nitelikteki mülkiyet hakkının devrini içermesi kafalarda sebepsiz zenginleşme davalarının neden nispi karakterli olduğu sorusunu getirse de bu suallerin çözümünün püf noktası iflasa konu olan zenginleşen açısından farklılık arz etmektedir.[23] Zenginleşmeye konu edinilen şeyin paradan farklı bir şey olması durumunda, davacı iflas masasında bulunan şey hakkında aynen iade talebinde bulunamamasına karşılık söz konusu edilen davanın mülkiyet hakkına dayalı istihkak davası olarak açılması durumunda ise, hukuki ihtilafın konusu olan şey iflas masasından aynen alınabilecekti.[24] O halde haksız iktisap davasının şahsi nitelikte olmasının sonuçlarını inceleyecek olursak:
Zenginleşenin cüz’i haleflerine karşı dava açılamaz, kendisine veyahut mirasçılarına karşı açılabilir.[25]
Sebepsiz Zenginleşme hükümleri, her ne kadar özel hukuk alanında sıklıkla uygulamalara konu olsa da amme hukukundan mütevellit alacaklarda da vücut bulduğu söylenebilmektedir.[26]
DİPNOTLAR
[1] FİKRET EREN, BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER, 2009, BETA 11.BASIs. 801 vd. [2]. OĞUZMAN-ÖZ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 13.BASI İSTANBUL 2017, VEDAT KİTAPÇILIK SAYFA 312 [3] OĞUZMAN-ÖZ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 13.BASI İSTANBUL 2017, SAYFA 321 [4] KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997) [5] OGUZMAN-ÖZ ÖZ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 13.BASI İSTANBUL 2017, VEDAT KİTAPÇILIK SAYFA 311 [6] OĞUZMAN-ÖZ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ 13.BASI İSTANBUL 2017 SAYFA 311 [7] ÖZ-OĞUZMAN BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI İSTANBUL 2017 VEDAT KİTAPÇILIK S.313 [8] ÖZ-OĞUZMAN BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI İSTANBUL 2017 VEDAT KİTAPÇILIK S.313 [9] FEYZA ÜNVER, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE UYGULANACAK HUKUK TEZİ, İSTANBUL 2011 [10] ÖZ-OĞUZMAN BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI İSTANBUL 2017 S.314 [11] ÖZ-OĞUZMAN BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI İSTANBUL 2017 S.314,315 [12] DURAL, ÖĞÜZ, GÜMÜŞ, TÜRK ÖZEL HUKUKU CİLT-3 AİLE HUKUKU, FİLİZ KİTABEVİ, EYLÜL 2019 [13] ÖZ-OĞUZMAN BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI, İSTANBUL 2017, S.381,382,384 [14] İSVİÇRE HUKUKUNDA SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN (HAKSIZ İKTİSAP) UMUMİ ŞARTLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME, YAZAN: DR. ANDRE BUSSY, ÇEVİREN: DR. KEMAL TAHİR GÜRSOY, HUKUK FAKÜLTESİ MECMUASI, S.581 [15] FEYZA ÜNVER, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE UYGULANACAK HUKUK TEZİ, İSTANBUL 2011 [16] EGE TÜREL, ROMA HUKUKUNDAN GÜNÜMÜZE HUKUKİ SEBEP VE SİNALLAGMA İLİŞKİSİ, MÜHF-HAD, TAHİROĞLUNA ARMAĞAN, S.368,369 [17] EGE TÜREL, ROMA HUKUKUNDAN GÜNÜMÜZE HUKUKİ SEBEP VE SİNALLAGMA İLİŞKİSİ, MÜHF-HAD, TAHİROĞLUNA ARMAĞAN, S.368 [18] KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997), S.95 [19] EGE TÜREL, ROMA HUKUKUNDAN GÜNÜMÜZE HUKUKİ SEBEP VE SİNALLAGMA İLİŞKİSİ, MÜHF-HAD, TAHİROĞLUNA ARMAĞAN, S.369 [20] EREN FİKRET, BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 24. BASKI ANKARA 2019 SAYFA 951 [21] FEYZA ÜNVER, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYE UYGULANACAK HUKUK TEZİ, S.5, İSTANBUL 2011- OĞUZMAN-ÖZ BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER CİLT-2 13.BASI SAYFA 320, 2017 İSTANBUL [22] SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME KURUMUNUN ŞAHSİLİK PRENSİBİ UYARINCA AYRICA BKNZ. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2013/12387 KARAR NO:2013/12539 [23] KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997), s.98 [24] KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997), s.98 [25] KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997) s.95 [26] İSVİÇRE HUKUKUNDA SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN (HAKSIZ İKTİSAP) UMUMİ ŞARTLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME, YAZAN: DR. ANDRE BUSSY, ÇEVİREN: DR. KEMAL TAHİR GÜRSOY, HUKUK FAKÜLTESİ MECMUASI, S. 590- KÜRŞAD NURİ TURANBOY, SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ASLİ-TALİ NİTELİĞİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ (c.1, s.2,1997.1, s.2,1997) s.95
Comments